Peki yara bandı diye bir şey icat etmek ilk kimin aklına, hangi sebeple gelmiş olabilir hiç düşündünüz mü?
Gelin, yara bandının ortaya çıkış hikâyesine bakalım.
Yara bandının mucidi Earle Dickson, 1920’li yılların başında ameliyatlar için pansuman malzemesi ve gazlı bez üreten bir şirkette çalışıyordu.
Dickson’un eşi Josephine, yemek yapmayı çok seviyordu ancak sürekli olarak ya elini yakıyor ya da kesiyordu. O zamanlar bu tür küçük yaralanmalar için bir parça gazlı bez ve bu gazlı bezi yerinde tutmaya yarayan yapışkan kumaş sargı kullanılıyordu.
Fakat bu işlem çok da pratik değildi. Her seferinde her iki malzemenin de yaranın boyutuna göre kesilmesi gerekiyordu. Üstelik kumaş sargının ele sarılması çok da kolay değildi. Mutlaka başka birinin yardımına ihtiyaç vardı.
Bu yüzden sargı sık sık düşüyordu.
Dickson, bu duruma daha pratik bir çözüm bulmak için kolları sıvadı ve çeşitli denemeler yapmaya başladı. Önce cerrahi bir bant şeridinin ortasına steril bir gazlı bezi katlayıp yerleştirdi.
Ardından bandı, kendi kendine yapışmaması için krolin ismi verilen yapışkanlı bir kumaşla kapladı ve rolu hâline getirdi. Böylece eşi, ihtiyaç duyduğunda bu şeritten istediği kadar kesip kullanabilecekti.
Sonrasında Dickson, tasarımı ticari olarak satışa sunma konusunda hâlihazırda çalıştığı şirketi ikna etti ve bir süre sonra bu şirket, “Band Aid” marka ismiyle yara bandı üretmeye başladı.
Başlangıçta satışlar çok da iyi gitmedi.
Ancak şirketin ülke genelinde izcilere ücretsiz yara bandı dağıtmasıyla işler yoluna girdi. Bundan 3 yıl sonra da yara bandı üretiminde makineler kullanılmaya başlandı ve seri üretime geçildi.
Yara bandı, zaman içinde şirketin en bilinen ürünü hâline geldi ve Dickson, bu tasarımı sayesinde şirketin başkan yardımcılığına kadar yükseldi. Sonuç olarak yara bandının ortaya çıkış hikâyesini, eşinin yaralarını kapatmak için uğraşan ve nihayetinde amacına ulaşan bir erkeğe atfetmek yanlış olmaz.
